30 Ocak 2014 Perşembe

Dikkat Eksikliğine İyi Gelen Yiyecekler


Hiç bir hastalık için geçerli olmadığı gibi dikkat ve konsantrasyon problemlerinizi  dikkatsizliğe iyi gelen yiyecekler tüketerek tek kalemde çözemeyebilirsiniz. Dikkat eksikliği dediğimiz zaman akla sadece mineral eksikliği ya da yorgunluk ve uykusuzluktan kaynaklana geçici konsantrasyon problemlerinden klinik tedavieye ihtiyaç duyulan "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu"'na kadar değişen bir yelpazede rahatsızlıklar akla gelebilir. Dikkat eksikliğinin ve konsantrasyon bozukluğunun ne derecede günlük hayatı etkilediğine ve kronik olup olmadığına göre değişen tedavi yöntemleri uygulanır. Kimi zaman terapi, ilaç tedavisi, ya da ikisini birden içeren tedavi programları tavsiye edilebilir. Ancak klinik müdaheleyi gerektirmeyecek düzeyde ve mineral dengesi ve yorgunluk ile alakalı sebeplerle de dikkat ve konsantrasyon eksikliği yaşıyor olabilirsiniz. Bu durumda dikkat eksikiliğine iyi gelen yiyeceklerin diyetinizdeki yerini arttırarak hem çalışma verimlilğinizi hem de günlük hayatınızın kaltiesini yükseltebilirsiniz.

Dikkat Eksikliğine İyi Gelen Besinler

Öncelikle dikkat eksikliğinizin sebebinin spesifik bir mineral eksikliği değil de kronik yorgunluk ve enerjisizlikten kaynaklanabileceğini unutmayın. Örneğin eğer anemi probleminiz varsa enerji düzeyiniz azalacak ve beyninize daha az oksijen gideceği için dikkatiniz de düşecektir. Anemiye iyi gelen yiyecekler yazımıza göz atarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Genel bir kural olarak vitamince zengin sebze ve meyvelere diyetinizde daha fazla yer vererek kronik yorgunluktan kurtulmanızı hızlandırabilirsiniz.


Omega 3 Yağ Asidi İçeren Besinler: Omega 3'ün iyi gelmediği bir şey var mı? Arada sırada sanki içi boş bir modaymış gibi gelse de Omega 3 yağ asitlerinin vücut için ne kadar önemli olduğuna dair kanıtlar her geçen gün büyüyor. Ton, pisi balığı, alabalık, dil balığı ve sardalye gibi yağlı balıklar omega 3 yağ asitleri ve çinko bakımından zengindir. Çinko beynin belirli nörotransmitterlerini üretmesine yarımcı olurken omega 3 yağ asitleri beynin normal fonksiyonunda çalışmasını destekler. Düzenli çinko ve omega 3 alımı beyin sağlığı kadar diğer organların sağlığı açısından da önemlidir. Balıklar dışında, keten tohumu, ceviz ve kanola yağı da omega 3 bakımından zengin besin kaynaklarıdır. 

Çinko bakımından zengin yiyecekler: Çinko beynin ve sinir sisteminin verimli çalışması için gerekli olan nörotransmitter'lerin üretilmesine yardımcı olarak önemli bir rol oynar. Pek çok diğer organın işlevini yerine getirmesine yardım ettiği gibi bir yandan da beynin düzgün çalışmasına yardımcı olur. Çinko bakımından zengin olan yiyecekler arasında kabak çekirdeği (en eğlencelisi elbette bu), yer fıstığı (bu da olur) az yağlı dana eti, sısam ve tahin sayılabilir. 

Sebzeler ve Meyveler: Sağlıklı bir beslenme programında önemli rol oynayan sebze ve meyveler vitamin, mineral eksikliğinden kaynaklanan dikkat eksikliği ve kronik yorgunluk tedavisine yardımcı olabilir. Özellikle dikkat eksikliği bulunan çocuklar aşırı şekerli kola, şekerleme, tatlı gibi hazır gıdalar yerine mineral ve vitamin bakımından zengin, yüksek besin değerleri bulunan sebzeleri tüketmesi uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.

Dikkat Eksikliği Olanların Uzak Durması Gereken Yiyecekler

Gıda Katkı Maddeleri:  Bu blogda sorumsuzca bir ne olursa olsun organik gıda tüketin tavsiyelerinde bulunmuyorum. Organik tarımın da pek çok sorunu ve bize yansımayan ancak önemli bedelleri var. Ancak farkına ible varmadan her gün tükettiğimiz ve bize masum gelen onca gıda ürünündeki katkı madeleri sinsice kanımıza karışıp sağlığımızı tehdit ediyor. Katkı maddelerinin pek çok zararı olduğu iddia ediliyor ancak bunların tamamı hakkında kanıt yok henüz. Ancak katkı maddelerinin ve özellikle çeşitli gıda boyalarının dikkat eksikiliği ve hiperaktivite bozukluğu ile olan ilişkisini kanıtlayan araştırmalar var. Hazır gıdalara renk vermek, raf ömrünü uzatmak için kullanılan gıda katkı maddelerinin dikkat eksikliğini arttırdığı yönünde araştırma sonuçları bulunmaktadır. Bu tip katkı maddeleri genellikle salça, konserve yiyecekler, dondurulmuş gıdalar, dondurma, şekerleme, hazır yemekler ve fast food ürünlerinde kullanılır. Herhangi bir konserve ürün alırken içindekiler bölümünü okuyarak katkı maddesi içerip içermediğini öğrenebilirsiniz. Özellikle gıda boyaları olan Sarı No 6 ve 10 ve Kırmızı No: 40 ile “Tartrazin” adlı gıda katkıları dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda hastalık belirtilerinin şiddetlenmesine yol açabilmektedir.

Bunun dışında özellikle sabah saatlerinde aşırı yağlı yiyecekler tütketmek, fazla şekerli gıdalar tüketmek de gün içerisnde dikkat ve konsantrasyon seviyenizin dalgalanmasına yol açabilir. Özellikle aşırı yağlı gıdaları hem de sabah saatlerinde tüketen kimseler gün içerisinde konsantrasyon eksikliği çekebilirler.

Elbette bunu da yazmazsam olmaz. Belli bir düzeyde düzenli egzersiz hem beyin kimyasını düzenlerken hem de zihin açıklığı açısından harikalar yaratır. Sabahları yapacağınız orta ağırlıktaki 20-25 dakikalık egzersiz zihin performansınızın gözle görülür derecede artmasını sağlayacaktır.

Hazır dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu demişken çocuğunuzun ön teşhisini yapmak için dikakt etmeniz gereken bir kaç noktayı hatırlatayım.

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Çocuğunuzda aşağıdaki belirtilerden 6′sı veya daha fazlası en az 6 aydır görülüyorsa kronik dikkat eksikliği yaşıyor olabilir.
  • Çoğu zaman ayrıntılara önem vermeden dikkatsizce yapılan hatalar
  • Uzun süreli görevlerde ve oyunlarda dikkati dikkatin dağılması
  • Direk olarak konuşulduğunda dinlemiyor gibi görünmesi
  • Görevleri organize etme becerisinin zayıf olması
  • Verilen görevleri veya oyunları sonuna kadar götürmeden bırakması
  • Zihinsel dükkat gereken oyunlardan veya görevlerden kaçması
  • Eşyalarını sık sık kaybetmesi
  • Yabancı, çevresel uyaranlar tarafından dikkatinin kolaylıkla dağılması
  • Günlük aktiviteler sırasında unutkan olması
Çocuğunuz aşağıdaki belirtilerden en az 6′sını veya daha fazlasını gösteriyorsa hiperaktivite bozukluğu olabilir.
  • Oturmanın gerekli olduğu durumlarda bile oturamaması
  • Uygun olmayan durumlarda koşması, tırmanması
  • Sessiz oyun oynayamaması
  • Her an hareket halinde olması
  • Aşırı konuşması
  • Sırasının gelmesini beklemekte zorlanması
  • Başkalarının lafını kesmesi, oyunlarını bölmesi
Kaynaklar

24 Ocak 2014 Cuma

Depresyona İyi Gelen Yiyecekler
Depresyon; umutsuzluk, üzüntü, ağlama nöbetleri, eskinden keyif alınan aktivitelerin artık zevk vermemesi, uyku düzeninin bozulması ve iştah değişiklikleri ile karakterize bir hastalıktır. Hafif ve orta dereceli depresyon yaşam tarzında yapılacak değişiklikler, dengeli beslenme ve terapi ile tedavi edilebilirken ilerlemiş depresyon tedavisi için ilaç kullanılması gerekebilir. Bu sayfalarda her zaman üstünde durduğumuz uyarımızı tekrar edelim. Depresyon sadece beslenmenizi düzene sokarak düzeltebileceğiniz bir rahatsızlık değildir.

Depresyon ve Beslenme


Depresyonla mücade ederken üç noktanın üstünde durmak gerekli. Depresyona iyi gelen yiyecekleri ve depresyondan muzdarip kimselerin uzak durması gereken yiyecekleri aşağıda inceleyeceğiz. Bir de depresyonun iştah üstündeki etkilerini göz önünde bulundurarak genel yemek yeme rejiminin de kontrol altında tutulması gerektiğini unutumayın.Depresyondaki kişiler bu ruh halinin iştahı kesebileceği ya da aşırı oranda arttırabileceğini de unutmadan, kilo kontrolünü sağlamak adına beslenmelerine özellikle dikkat etmelidir.

Her birey depresyona farklı tepkiler verir. Kimi hastalar tüm iştahlarını kaybederken kimi hastalar, özellikle kadınlar, duygusal yeme dediğimiz duruma düşerler ve yüksek kalorili ve şekerli gıdalara yönelirler. Bu yönelim aşırı düzeylere ulaşırsa hali hazırda duygusal dayanıklılığın düşük olduğu bir durumda bir de kilo alma problemiyle başa çıkmak zorunda kalabilir hasta. O yüzden depresyon teşhisi konan hastalar ilk olarak günlük kalori alımlarını normal bir düzeyde tutacak adımları atmalıdırlar. Ancak bu asla kilo vermeye yönelik bir diyet ya da rejim olmamalıdır. Kilo verme stresi depresyonla mücadele etme kararlıınızı olmsuz yönde etkileyebilir. 

Depresyon Tedavisine Yardımcı Besinler


Balık: Depresyon eninde sonunda beyin ve sinir sisteminin kimyasıyla yakından alakalı bir rahatsızlıktır. Stres, duygusal travma ve nörotransmitter seviyeleri uygun koşulları yarattığında kronik depresyona maruz kalınabilir. Bu yüzden beyin kimyasını düzenleyen ve sinir sitemini güçlendiren gıdalar depresyon tedavisinde önemli yardımcı roller üstlenir. Özellikle Omega 3 yağ asitlerinin rolü üstünde çok durulmaktadır. Son yıllarda omega 3 yağ asitleri üzerine yapılan hemen her araştırma bu esansiyel yağ asitlerinin depresyon tedavisine yardımcı olduğu yönünde sonuçlara sahiptir. Özellikle soğuk deniz balıkları olan somon, uskumru ve ton balığında bol miktarda bulunan omega 3 yağ asitleri merkezi sinir sistemi gelişimine katkıda bulunuyor. Yine yapılan çalışmalar bu tip balıkların yüksek oranda tüketildiği ülkelerde depresyon oranının diğer ülkelere göre daha düşük olduğunun altını çiziyor. Omega 3 yağ asidi alabilmek için sadece balık tüketmeniz gerekmiyor, keten tohumu yağı, kabak çekirdeği, ceviz de bu yağ asidi bakımından oldukça zengin. Doktorunuza danışarak balık yağı kapsülü de kullanabilirsiniz.
Meyve ve Sebzeler: Taze sebze ve meyveler sadece tazelikleriyle bile ruh halimize katkıda bulunurlar. Ancak kimi meyveler ve sebzeler mutluluk verici endorfinlerin salgılanmasına yardımcı olmak bakımından bir adım öndedir. Özellikle çilek, narenciyeler, ve böğürtlen frambuaz gibi çalı meyveleri endorfin salgılanmasına yardımcı olur. Bu meyvelere bir bakıma mutluluk hapı muamelesi yapabiliriz.Vitamin, mineral, antioksidanlar ve diyet lifi bakımından zengin olan meyve ve sebzeler depresyonun belirtilerinin hafifletilmesi için kullanılabilir. Çilek, narenciye, muz, kavun, domates, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, kuşkonmaz, Brüksel lahanası fiziksel ve ruhsal sağlığınız için tüketebileceğiniz meyve ve sebzelerden bazıları.
B Vitaminleri: Yukarıda ne demiştik? Beyin kimyasını düzenleyen her gıda depresyonla mücadeleye yardım eder. B grubu vitaminlerin pek çoğu asıl işlevleri farklı olsa da duygusal dengeye etki eden fonksiyonlar üstlenmektedir. Örneğin suda çözünebilen B kompleks vitaminleri sindirim sırasında gıdaların parçalanmasında kullanılır, ancak  uzmanlar ayrıca, özellikle B6 ve folik asitin duygu durumu dengesine katkıda bulunarak depresyon belirtilerini hafiflettiğini söylemektedir. B6 vitaminini tahıl, patates, muz, nohut, tavuk, biftek, alabalık, ayçiçeği çekirdeği, fıstık ezmesi ve ıspanak gibi besinlerden alabilirsiniz. Folat ya da folik asit ise sığır eti, ıspanak, fasulye, kuşkonmaz, pirinç, ıspanak, brokoli ve bezelyede bol miktarda bulunur.
Hiç gündemden düşmeyen, bin derde deva B12 vitamini kendini depresyon tedavisinde de göstermektedir. Aslında B12 eksikliğinin depresyona neden olduğu konusunda kesin bir kanıt bulunmamasına karşın bu vitaminin beyin kimyasallarının düzenlenmesine yardımcı olduğu biliniyor. Uzmanlar B12 vitamini eksikliğinin “homosistein” birikimine yol açabileceğini ve depresyonu tetikleyebileceğini belirtiyorlar.
E Vitamini: E vitamini eksikliğinin de depresyona doğrudan sebep olduğuna dair bir kanıt yoktur. Ancak unutmamak gerekir ki depresyon gibi pek çok faktörden etkilenen ve her vakada farklı gelişim gösterebilen karmaşık rahatsızlıklar için sebep sonuç ilişkisi bulmak genelde zordur. Yapılan araştırmalarda elde edilen bulgu ise şudur: E vitamini eksikliği depresyon hastalarında görülen ortak bir olgudur. Kısacası depresyona E vitamini eksikliğinin neden sebep olacağı hakkında kesin bir bilgimiz yoktur ama pek çok depresyon hastası aynı zamanda E vitamini eksikliği de yaşamaktadır. Buğday tohumu yağı, badem, ayçiçeği çekirdeği, ayçiçek yağı, aspir yağı, fıstık ezmesi, yer fıstığı, ıspanak ve brokoli gibi besinleri düzenli olarak tüketerek vücudun ihtiyaç duyduğu miktarda E vitamini alabilirsiniz.

Depresyona İyi Gelmeyen Gıdalar

Depresyonla mücadele etmenize yardım eden, ya da eksikliğinde depresyon riskini arttıran gıdalar olduğu gibi fazla tüketildiğinde depresyona sebep olan ya da daha ağır bir seyir sergilemesine yol açan gıdalar da vardır. Eğer depresyondaysanız aşağıdaki gıdalardan uzak durmaya yada miktarlarını makul düzeyde tutmaya çalışın.

Şekerli Yiyecekler: şekerin iki yönlü bir etkisi vardır. İlk olarak vücudumuz şeker sevmeye programlıdır ve büyük miktarda şeker aldığımızda ani bir rahatlama ve keyif duygusuna sebep olur. Ancak rafine şekerler çok büyük hızla metabolize edildikleri için bu keyif hissi yerini kısa zamanda bir eksiklik ve yetersizlik hissine brakır. tatlı yiyecek iyi hatıralarla anılmaz da daha çok kıskançlıkla özlenerek anılır. Başka hiç bir kimyasal etkisi olmasa bile bu dalagalanma etkisi bile fazla şeker tüketiminin depresyona iyi gelmeyeceğini göstermelidir bize. Şekerle mücadele etmek için vücut insülin üretir ve kan dolaşımına salar. Oysa kanda yüksek insülin ruh sağlığı için çok da iyi bir şey değildir. Yüksek insülin uyku bozuklukları, baş dönmesi, sinirlilik hali ve öfke patlamaları gibi belirtilerle kendini gösterir.

Aşırı Sodyum: Sodyum organların normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli bir elektrolittir ancak aşırı sodyum tüketimi hipertansiyon başta olmak üzere pek çok ciddi sağlık sorununa yol açabilir. Sodyumun depresyon belirtilerine etkisi ise aşırı miktarlarda tüketildiğinde kronik yorgunluğa neden olmasıdır.

Alkol: Alkol tek başına merkezi sinir sistemi üzerinde yarattığı etki ile kronik depresyona neden olabilir. Kişi depresyon sırasında olumsuz düşüncelerden kurtulmak ve kendi kendini tedavi etme isteğiyle alkole yönelebilir ancak alkolün yarattığı sanal rahatlama kısa sürede depresyonun derinleşmesine neden olacaktır.
Sonuç olarak depresyon, bazen sadece mevsimsel değişiklikler, iş veya okulda yaşanan sıkıntılar nedeniyle kısa süreli olarak görülebilmektedir. Bu tip hafif ve orta dereceli depresyonun tedavisinde doğru besinlerden yardım alarak iyileşme sürecini kısaltabilirsiniz. Ancak tedavi edilmeyen ve ilerlemiş depresyon kişiyi intihar duygularına yönlendirebilir ve sosyal hayatını bitirebilir. Bu gibi ciddi sonuçlara yol açmadan önce mutlaka bir uzmandan yardım almalı ve belirtiler derinleşmeden doğru tedavi sürecini başlatmalısınız.

19 Ocak 2014 Pazar

Astıma iyi Gelen Yiyecekler
Astımı tedavi edebilen bir bitkisel karışım ya da yiyecek yoktur. Ancak yedikleriniz astım krizlerinizin sıklığını ve ne derece ağır geçeceğini etkileyebilir. Günlük diyetlerimizde aslında yer verdiğimiz ama ufak tefek değişiklikler ile miktarlarını arttırıp azaltabileceğimiz pek çok gıda astım hastalarının hayat kaltiesini önemli ölçüde etkileyebilir. Elbette her zaman yaptığımız uyarıyı tekrar edelim. Rejiminizi değiştirerek ya da çeşitli şifalı otları kullanarak tam bir tedavi sağlayamazsınız ve bitkisel ve alternatif çözümler her zaman tıbbi tedaviyi tamamlayıcı ve destekleyici olarak görülmelidir. Asla doktorunuzun tavsiyelerini göz ardı ederek şifalı bitkler ya da latenratif tıp çözüleriyle rahatsızlıklarınızdan kurtulmaya çalışmayın. Bu site de dahil olmak üzere benzeri sağlıklı yaşam tavsiyeleri veren siteler uzman bir hekimin tedavi ve önerilerinin yerini tutmaz

Astıma İyi Gelen Yiyecekler ve Etkileri

Sarımsak ve Soğan: “Quercetin” adı verilen bir kimyasal içeren sarımsak ve soğan, akciğer iltihabına neden olan enzimleri baskılayıp astım ataklarının sayısını ve şiddetini düşürebilir.
Kolin Bakımından Zengin Gıdalar: B kompleks vitamini olan “kolin” astım ataklarını önleyebilir. Kolin içeren gıdalar arasında mercimek, fasulye, süt ürünleri, nohut, yumurta sarısı ve soya fasulyesi gibi besinler sayılabilir.

Keten Yağı: Keten bitkisinin tohumlarından elde edilen keten tohumu yağı omega 3 yağ asidi bakımından oldukça zengindir. Bu esansiyel yağ asitleri bronşiyal dokularda meydana gelen iltihaplanmayı azaltarak astım hastalarının nefes alıp vermesini kolaylaştırırken belirtileri hafifletir.
Selenyum Bakımından Zengin Gıdalar: Selenyum astım nedeniyle iltihaplanan ciğerlerin tedavisine yardımcı bir mineraldir. Bu mineralin tüketimi astım ataklarının sıklığını azaltabilir. Güçlü bir antioksidan olan selenyum aynı zamanda zarar gören akciğer hücreleri nedeniyle artan lipidi düşürebilir. Kahverengi pirinç, ton balığı, kepekli tahıllar, yumurta, tavuk ve kırmızıbiber yüksek oranda selenyum içerir.

Bunun dışında çeşitli yiyecekler ve şifalı otlar da astım krizlerinin daha hafif geçmesine solunum yollarına yaptıkalrı genel faydadan dolayı yararlı olurlar:

Meyan Kökü: Eskiden beri kullanılan şifalı bir bitkidir. Öksürüğü kesici, bronşları rahatlatıcı ve balgam söktürücü etkilere sahiptir. Boğaz ağrılarını dindirici, ferahlatıcı özelliklerin yanı sıra, karaciğer hücrelerini koruyucudur. İçerdiği iki önemli madde; glirizin ve flavoriddir. İltihap giderici etkileri vardır. Uçuk tedavisinde de kullanılabilir. 50 gr meyan kökü, 1 litre suda haşlanarak günde 2-3 kez 1'er bardak alınmalıdır.
Zencefil: Dalları kullanılan sarı renkli bir bitkidir. Öksürüğe iyi gelir. Balgam söktürücü etkisi vardır. Mide üşütmelerinde de faydalıdır. Bal ile karıştırılarak (tozu) kullanılabilir. Ayrıca 100 gr zencefil 100 gr zerdaçal ile karıştırılıp 1 kilo bala katılır, aç karına günde 3 defa 1'er kere alınır.
Buğday: Öksürüğe karşı etkilidir. 1 çorba kaşığı dolusu buğday tanesi, 1 litre suda haşlanarak süzülür ve suyu birkaç kez ısıtılarak birer bardak içilir.
Salep: Göğsü yumuşatıcıdır. Öksürük ve bronşitte faydalı bir bitkidir.
Sarımsak: Pişirilerek yenmesi halinde ses kısıklığına iyi gelir, müzmin öksürüğü keser. Soğuk algınlığından ileri gelen göğüs ağrılarını da dindirir. A ve C vitamini içermektedir. Solunum sisteminde antibakteriyel etkiye sahiptir.
Ayva: 40 gr ayva çiçeği, 1 litre suda çay gibi kaynatılır, yemek aralarında 1'er bardak ılık olarak içilir.
Isırgan Otu: Isırgan tohumları, suyu sıkılmış üzüm ile suda kaynatılarak, her gün 1 çorba kaşığı içilmelidir. Böylece boğazı yumuşatıp, balgamı söktürmek mümkün olur. Mide ve göğsün de temizlenmesi sağlanmış olacaktır.

Astım Hastalarının Tüketmemesi Gereken Gıdalar

Tuzlu Yiyecekler: Tuzlu gıdalar astım belirtilerinin artmasına neden olabilir. Hamburger, tuzlu patates kızartması, patates cipsi, hazır konserve yemek, beyaz ekmek, işlenmiş peynir, şarküteri ürünleri, soya sosu, hazır çorba gibi gıdalarda genellikle vücudun ihtiyacından fazla sodyum bulunmaktadır. Tuzu mümkün olduğunca azaltmaya ve tuz içermeyen baharat karışımları kullanmaya çalışın. Cips, kraker gibi atıştırmalıkları zaman yarayarak meyve ve sebze gibi sağlıklı alternatifleri ile değiştirin.
Doymuş Yağ: Doymuş yağ kızartmalarda, yağlı süt ürünlerinde ve kırmızı ette bulunan sağlıksız bir yağ formudur. Bu yağ bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olarak astım krizlerinin sıklaşmasına yol açabilir. Tereyağı, yağlı süt ve peynir, patates kızartması, fast-food ürünleri yerine yağ kaynağı olarak zeytinyağı, fındık, keten tohumu yağı kullanabilirsiniz. Genel olarak ağır yağlı yemekler tüketmekten kaçının. Ayrıca trans yağ içeren ticari bisküvi, pasta, tatlılar, kek gibi gıda ürünleri sadece astıma değil kalbiniz ve damarlarınız içinde zararlı besinler arasında yer almaktadır.
Gaza Neden Olan Gıdalar: Aşırı ağır ve şişkinliğe neden olan gıdalar astım ataklarını tetikleyebilir. Ağır yağlı kebap ve benzeri et yemeklerini, fazla baharatlı yiyecekleri, gazlı içecekleri azaltarak gaz oluşumunu engelleyebilirsiniz. Ayrıca gaz yaptığı bilinen karnabahar, fasulye, brokoli, bezelye, kuşkonmaz gibi sebzeleri az tüketmeye çalışın.

Astım ve Beslenme

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi sadece düzenli beslenme astımı tedavi etmek mümkün değil ancak doğru beslenmenin astım krizlerini azalttığı uzmanlar tarafından kabul ediliyor. Yukarıda listelediğimiz tüketilmesi ve tüketilmemesi gereken yiyeceklere dikkat ederek tedavi sürecinde bir adım öne geçebilirsiniz. Ayrıca doktorunuza danışarak özellikle B, C ve E vitamini, quercetin, magnezyum ve karoten içeren multivitamin desteği kullanabilirsiniz. Alerjik astım hastaları tetikleyici alerjenleri öğrenip bunlardan kaçınarak yaşam kalitesini arttırabilir.

Kaynaklar

15 Ocak 2014 Çarşamba

Saç Dökülmesine Ne iyi Gelir

Erkeklerin de kadınların da yaşları ilerledikçe en fazla korktukları değişimlerin başında saç dökülmesi gelir. Erkekler kafayı kazıtarak ya da çok kısa kesimlere dönerek, şans eseri kafatasları iyi şekilliyse karizmam bu benim diyerek kelleşmeyi fazla hasar almadan atlatabilirler. Oysa kadınlar için saç dökülmesine, saçlarının seyrelmesine karşı daha hassastırlar. Elbette erkeklerin saçı daha fazla ve daha erken dökülür ama eğer bir kadının saçı seyrelmeye başlarsa çözüm bulmak için ortalama bir erkekten çok daha fazla çaba harcaması kaçınılmazdır.

Saç dökülmesi büyük çlçüde kalıtsal bir olgudur ve hiç bir beslenme rejimi ile geri çevrilemeyebilir. Ancak saç ektirme gibi kozmetik çarelere baş vurmak yoluyla gelişme sağlanacaktır. Ancak yine de beslenmenize ve mineral dengenize dikkat ederek özellikle mineral eksikliğinden kaynaklanan saç seyrelmesini durdurabilir hatta saçlarınızın daha gür çıkmasını sağlayabilirsiniz.

Aniden başlayan ve yoğun saç dökğlmesi ciddi bir rahatsızlığın işaretçisi olabilir. Eğer günde 500 telden fazla saç kaybediyorsanız, duş yapıp saşlarınızı taradıktan sonra sağlarınızı avuçladığınızda bir düzineden fazla saç elinizde kalıyorsa saç dökülmesine iyi gelen yiyecekleri falan bir yana bırakın ve vakit kaybetmeden bir doktora baş vurun. 

Saç Dökülmesi'ni Yavaşlatan Gıdalar


Yeşil Yapraklı Sebzeler: Demir eksikliği saç dökülmesinin yaygın sebeplerinden birisidir. Eğer kansızlık sorunu da yaşıyorsanız saçlarınızın azalma sebebi demir eksikliği olabilir. Eğer durum böyle ise saç dökülmesine ne iyi gelir sorusuna vereceğiniz kolay cevap yeşil yapraklı sebzeler olacak Demir bakımından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler demir eksikliğine bağlı saç dökülmesini durdurabilir. Demir eksikliği anemisinin karakteristik belirtisi saçların incelmesi ve dökülmesidir. Demir eksikliği, kandaki oksijen seviyesini düşürerek organlara ve saç köklerindeki hücrelere yeterince oksijen taşınamamasına yol açar. Gebelik dönemindeki kadınlar ve çocuklar demir eksikliği riski taşımaktadır. Günlük beslenmenize bol miktarda sebze ekleyerek bu mineralin eksikliğinin yarattığı sorunlara karşı koruma sağlayabilirsiniz.
Meyveler: C vitamini neye iyi gelmez diye sorsak daha doğru olur aslında. Hemen hemen iyi gelmedği ya da tedavisine yardımcı olmadığı rahatsızlık yok gibidir C vitamininin. Bu da bize çok kolay ve her zaman geçerli bir formul verir: Daha çok meyve, özellikle de narenciye ye! Elbette C vitaminini arrtırınca saşlarım hemen gürleşecek diye beklemeyin. Ama zaten C vitamini rejiminizde bol miktarda yer almalıdır, o yüzden çekinmeden meyveye yüklenin. Pek çok meyve güçlü bir bağışıklık sistemi için gerekli olan C vitamini bakımından zengindir ve antioksidan etkisi yaratır. C vitamini vücudunuzdaki enfeksiyonları önlemeye yardımcı olurken ısı, güneşin zararlı ışınları ve hava kirliliği nedeniyle yıpranan saçların sağlığını da korur. Portakal, greyfurt, karpuz, çilek başta olmak üzere C vitamini içeren meyvelerle saçlarınızın daha sağlıklı olmasını sağlayabilirsiniz.
Kuruyemişler: Saçların normal uzama döngüsünün korumasında E vitamini, esansiyel yağ asitleri ve sülfür içeren kuruyemişler oldukça etkilidir. Ceviz, fındık, badem gibi yemişler saçlara doğal parlaklık verirken yerfıstığı saç dökülmesine neden olan tiroid bezi sorunlarını engelleyen iyot bakımından zengindir.
Yoğurt: Saçların uzamasını teşvik eden kalsiyum ve protein bakımından zengin olan yoğurt aynı zamanda sindirime yardımcı olan iyi bakteriler içerir.
Deniz Ürünleri: Balık, karides ve mideye gibi deniz ürünleri saç köklerini güçlendiren ve hormonları dengelemeye yardımcı olan çinko içerir. Erkek tipi saç dökülmesinde çinko eksikliyle sık karşılaşılmaktadır. Ancak aşırı çinko tüketiminin de saç dökülmesine yol açabileceğini göz önünde bulundurarak çinko takviyesi kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
Fasulye: Hayvansal gıdalar yoluyla alınan protein için daha sağlıklı bir alternatif olan fasulye sağlıklı saçlar için gereken proteini sağlayabilir.
Tavuk, Hindi: Yeterince protein almadan sağlıklı saçlara kavuşmak ve yetersiz beslenme nedeniyle oluşan saç dökülmesini durdurmak mümkün değil. Gerekli proteini sağlıksız, yağlı et gibi besinlerden almak yerine daha az yağlı olan kaliteli protein kaynağı tavuk ve hindi eti tüketebilirsiniz. Ayrıca B12 vitamini ve biotin içeren yumurta saçlarınızı güçlendirecektir.
Havuç: Gözlere faydasının yanı sıra saç derisini koruyan A vitamini içeren havuç sağlıklı saç kökleri için tüketilebilir. Saç derisinin sağlıklı olması saçın uzaması, parlak ve dayanıklı olması açısından önemlidir.
Kabak Çekirdeği: Ceviz gibi kabak çekirdeği de omega 6 yağ asitleri, protein, çinko ve demir bakımından zengindir ve tüm bu mineraller saç sağlığını korumaya yardımcı olur. Her gün 1 avuç kabak çekirdeği yiyerek daha sağlıklı saçlara kavuşabilirsiniz.

Saç Dökülmesine Karşı Beslenme Önerileri

Erkek tipi saç dökülmesi düşük yağ içeren bir beslenme programıyla tamamen durdurulamasa da yavaşlatılabilir. Bazı bilim adamları erkek tipi kelliğin ergenlik döneminde artan testosteron seviyelerine bağlamaktadır. Hayvansal gıda temelli yüksek yağ testosteron seviyelerini arttırarak saç köklerini olumsuz yönde etkileyebilir. Proteinden oluşan saç telleri için günlük beslenme yoluyla alınan protein ve B vitaminleri çok önemlidir. Bu proteini yağlı gıdalar yerine fasulye, mercimek, yoğurt gibi kaynaklardan alabilirsiniz. Avrupa’da yapılan bazı çalışmalar soya proteininin saç büyümesini %15 oranında arttırdığını belirtmektedir.

Saç Dökülmesi ve nasıl önlenebileceği hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için Saç Dökülmesine Ne İyi Gelir'e bir göz atabilirsiniz.

12 Ocak 2014 Pazar

Anemiye İyi Gelen Yiyecekler

Anemi, ya da daha yakından tanınnan adıyla kansızlık temel olarak kandaki kırmızı kan hücrelerinin yeteri kadar fazla oksijen taşıyamamasına sebep olan demir eksikliğinden kaynaklanır. Kimi zaman metabolizmanın demir emilimi yapamaması da anemiye sebep olsa da anemi'nin en sık görülen sebebi yeterli demir alınmamasıdır. Aneminin nedenleri ve belirtileri hakkında daha fazla bilgi almak için şu yazımı okuyabilirsiniz. Pek çok diğer rahatsızlığa iyi gelen yiyecekler ve bu hastalıkalr hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için ise İyi Gelen Yiyecekler ana sayfamızı tavsiye ederim. Demir eksikliği anemisi dünyada beslenme yetersizliği ve mineral eksikliğine bağlı olarak görülen rahatsızlıklar arasında ilk sırada yer almaktadır. En sık doğurma dönemindeki kadınlar, çocuklar ve ergenlerde görülen aneminin karakteristik belirtileri çabuk yorulma, halsiz hissetme ve zayıflayan bağışıklık sistemidir. Uzun süreli demir eksikliği ise bayılma nöbetleri ve geçici hafıza kaybı gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Beslenmenize demir bakımından yüksek gıdaları ekleyerek anemi belirtilerinin şiddetini azaltabilirsiniz.

Vitamin Eksikliği Anemisi

Vitamin eksikliği anemisi B12 ve folat eksikliğinde görülür. Bu iki vitamin kırmızı kan hücresi üretimi için gereklidir. Vitamin eksikliği anemisi nedenlerine bağlı olarak 4 ana grupta toplanabilir.
Megaloblastik anemi: B12 vitamini veya folik asit ya da her ikisi eksiktir.
Pernisiyöz anemi: Crohn hastalığı, bağırsak parazitleri, mide veya bağırsak kısmının cerrahi olarak çıkarılması veya HIV enfeksiyonu gibi durumların yol açtığı ve B12 vitamininin vücut tarafından yeterince emilememesi durumudur.
Yetersiz Beslenme: Çok az veya hiç et yememek B12 vitamini eksikliğine yol açabilir. Aynı şekilde sebzeleri çok pişirmek veya az sebze tüketmek B12 vitamininin yeterli miktarda alınamamasına neden olabilir.
Diğer Nedenler: Hamilelik, çeşitli ilaçlar, aşırı alkol tüketimi, çölyak hastalığı ve bağırsak hastalıkları vitamin eksikliğine bağlı aneminin nedenleri arasındadır.

Anemi Belirtileri

Aneminin en yaygın belirtisi kandaki oksijen azlığına bağlı enerji eksikliğidir. Yeterince dinlenmenize karşın halsizlik ve aşırı yorgunluk hissedebilirsiniz. Sabahları uyanmak zorlaşabilir ve gün içinde şekerleme yapmaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu belirtiler iş veya okul hayatınızı olumsuz etkileyecek kadar şiddetlenebilir.Yine kandaki oksijen eksikliğine bağlı olarak kalp, organlara yeterli oksijen taşınması için daha hızlı çalışabilir. Hızlanan kalp atışı nefes darlığına ve göğüs bölgesinde ağrılara neden olabilir. El ve ayakların üşümesi, sık yaşanan baş ağrısı, zihin karışıklığı, dikkat eksikliği ve sinirlilik hali aneminin diğer belirtileri arasında yer almaktadır.Anemisi olan kişilerde cilt daha soluk olur. Baş dönmesi sık görülür, ileri vakalarda bayılma ve bilinç kaybı yaşanabilir.

Aneminin Nedenleri ve Belirtileri

Anemi kanda yeterli miktarda kırmızı kan hücresi ya da hemoglobin bulunmadığı durumlarda ortaya çıkar. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinin ana bölümüdür ve oksijeni tutar. Eğer hemoglobin seviyesi düşerse kandaki oksijen miktarı azalır ve organların işlevlerini yerine getirmesi için gereken oksijen kan yoluyla taşınamaz. 400′den fazla türü bulunan anemi şu 3 ana grupta toplanabilir; kan kaybı yüzünden oluşan anemi, kırmızı kan hücresi üretiminin azalması nedeniyle oluşan anemi ve kırmızı kan hücresi tahribatı nedeniyle meydana gelen anemi.

Demir Eksikliği Anemisi Nedenleri

Demir mineralinin eksikliği kemik iliğinde hemoglobin üretimini sekteye uğratır. Azalan hemoglobin seviyesi kandaki oksijen seviyelerini de aşağıya çeker. Bu tip demir eksikliğine bağlı anemi aşağıdaki nedenlerden ötürü oluşabilir;

  • Demir bakımından yetersiz beslenme
  • Ağır adet kanamaları
  • Gebelik ve emzirme döneminde artan demir ihtiyacı
  • Sık kan verme
  • Sindirim sistemi sorunları
  • Crohn hastalığı
  • Cerrahi olarak midenin ve bağırsağın bir kısmının alınması
  • Çeşitli ilaçlar
  • Kafeinli içecekler

Demir Bakımından Zengin Yiyecekler


Demir ve vitamin eksikliğine bağlı olarak görülen anemi için, beslenme programınızı düzenleyerek demir ve B12 bakımından zengin yiyecekleri tüketmeniz uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir. Diyetinize tüm ana besin gruplarından bir miktar ekleyin ve çay, kahve gibi demirin vücut tarafından emilimini etkileyen içecekleri azaltın. Size uygun beslenme programı için bir uzmandan yardım alabilirsiniz. Bazı ilaçlar, demir ve vitaminlerin vücut tarafından kullanımına etki edebilir. Düzenli olarak kullandığınız bir ilaç varsa (örneğin sindirim sistemini çalıştıran ilaçlar) doktorunuza danışarak vitamin ve mineral takviyesi kullanabilirsiniz. Demir eksikliği anemisi için aşağıdaki listede bulunan besinleri daha sık tüketebilirsiniz.


  • Kırmızı et
  • Yumurta sarısı
  • Koyu, yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, karalahana)
  • Kurutulmuş meyve (kuru erik, kuru üzüm)
  • Demir ile zenginleştirilmiş tahıllar (etiketleri kontrol edin)
  • Deniz ürünleri (istiridye gibi)
  • Hindi veya tavuk sakatatı
  • Fasulye, mercimek, nohut ve soya fasulyesi
  • Karaciğer
  • Enginar

Demir Emilimini Arttıran Yiyecekler

Vücuttaki demir emilimini arttıran çeşitli besinler bulunur. Bu besinler bu önemli mineralin emilimini, inhibe eden bileşiklerin etkilerine karşı koruyucudur. Dikkatinizi çekmek isterim ki bu yiyecekler kendileri zengin demir kaynağı olmasalar da içerdikleri mineraller sayesinde diğer yiyeceklerden alınan demirin vücutta emilimini yani kan hücrelerine eklenip hemoglobin üretimine katılımını arttırırlar. Demir alımınızı arttırdığınız diyetinize aşağıdaki besin gruplarını da eklerseniz çok daha etkili bir demir diyetine girmiş olursunuz.

  • C Vitamini içeren gıdalar: C vitamini demir emilimini arttırır. Yeşil yapraklı sebzeler, narenciye, kivi çilek, gibi meyvelerde bol miktarda bulunur. C vitamininin her iki demir formunu da arttırdığı görülmüştür. C vitamini narenciye, kivi, çilek, biber, brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası ve hardal gibi koyu ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. 

Demir Emilimini Engelleyen Gıdalar

4297_baklagil
Kansızlık ya da anemi probleminizi çözmek için demir tüketiminizi arttırmanız hatta demir destekleyici mineral vitamin hapları kullanmanız bile yeterli olmayabilir. Eğer bir süredir demir miktarını arttırdıysanız ancak enerji seviyeniz artmadıysa büyük ihtimalle demir emilimini engelleyen gıdaları demir içeren gıdalar ile birlikte tüketiyorsunuz demektir. Kimi gıdalar çeşitli vitamin ve minrallerin emilimini engelleyerek vücutta yarar sağlayacak şekilde kullanılmalarını engeller. Bu durumda aldığınız demirin büyük kısmı dışkı ve idrar yoluyla atılabilir. Besinlerle aldığımız demirin hem ve non-hem olmak üzere iki formu vardır. Bu iki formdan hem demir vücudumuz tarafından daha kolay emilir. Et, balık, tavuk ve deniz ürünlerinde bulunur. Öte yandan tam tahıllar, baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, fındık ve tohum gibi bitki bazlı gıdalar ise, hem-olmayan demirin başlıca kaynaklarıdır.

4297_peynirKalsiyumca zengin gıdalar: Kalsiyum demirin iki formunun da emilimini engelleyebilir. Süt, yoğurt, peynir, somon, sardalye, soya peyniri, incir ve şalgam demir emilimini etkileyebilen kalsiyum yönünden zengin besinlerden bazılarıdır. 50 mg ya da daha az kalsiyum demir emilimi üzerinde önemsiz bir etkiye sahipken, 300- 600 mg kalsiyum alımı demir emilimini önemli ölçüde engelleyebilir.

Ancak bu demek değildir ki kalsiyum alımını hemen azaltacaksınız. kalsiyum da en az demr kadar önemli bir meineraldir ve demir uğruna kalsiyumdan vazgeçmek akıllıca olmaz. Aynı zamanda balık ve incir gibi kalsiyum yönünden zengin bazı besinler, aynı zamanda önemli demir kaynaklarıdır. Balık, vücudumuz tarafından kolayca emilen hem demiri içerir. Kalsiyum ve demirin birbiriyle etkileşmesini azaltmak için kalsiyum ve demir içeren gıdaları birbirinden en az bir sindirim döngüsü kadar arayla yemek kalsiyum ve demirden feragat etmeden demir diyetinizi düzenlemenizi sağlayabilir. Kısacası ıspanak ve balıkla yoğurt yemekten vazgeçin, demir bakaımından zengin yiyecekleri akşam yemeğinde, kalsiyum kaynaklarını ise ertesi gün sabah ya da 24 saat sonra tüketin. Böylece ne yardan ne serden geçer ve demir probleminizi çözerken kalsiyum problemi yaratmamış olursunuz.

*Fosforca zengin gıdalar: Kalsiyum da fosfor gibi kemik sağlığını korumak için çok önemlidir. Ancak non-hem demirin emilimini olumsuz etkileyebilir. Fosfor ağırlıklı olarak et, tavuk, balık, süt ürünleri, tam tahıllar, fındık ve baklagillerde bulunur. Ancak, et, balık ve tavuk mükemmel hem demiri kaynaklarıdır ve eğer demir düzeyinizi arttırmaya çalışıyorsanız mutlaka diyetinizde bulunmalıdırlar. Bunların bağırsaktan emilimini kolaylaştırmak için C vitamini açısından zengin gıdalar ile birlikte alabilirsiniz.
*Fitat içeren gıdalar: Tam tahıllar ve baklagiller non-hem demir emilimini olumsuz etkileyen, fitat denilen bileşikler içerir. Tam tahıllar ve baklagiller dışında bu bileşik fındık, tohumlar, ekmek, pirinç, bezelye, tahıl ve soya ürünlerinde bulunabilir. Tam tahıllar ve baklagiller gibi fitat içeren gıdalar aynı zamanda non-hem demirin çok önemli kaynaklarıdır. Yani tüketimleri aynı zamanda demir alımını da arttırdığı için çok önemli bir eksikliğe neden olmaz.
4297_aykahve*Çay ve kahve: Kahve ve çay da “tanen” adı verilen bir bileşiğin varlığı nedeniyle, demir emilimini bozabilir. Tanen polifenollerin bir türüdür ve demir emilimini, özellikle heme-olmayan demir üzerinde güçlü inhibitör etkisi vardır. Çay ve kahveden başka tanen içeren diğer içecekler kırmızı şarap, elma suyu ve biradır. Ancak demirden zengin bir yemekten iki saat önce ve sonrasına kadar bu içecekleri içmeyerek onların inhibitör etkilerinden kurtulabilirsiniz.
*Okzalat içeren gıdalar: Oksalat vücutta demir emilimini azaltan bir okzalik asit tuzu ya da esteridir. Ispanak non-hem demir açısından çok zengindir ancak okzalatlar içerir. Bu ıspanakta çok fazla demir olmasına rağmen neden emilmediğini açıklar. Ancak okzalatların etkilerini et ve portakal, brokoli gibi C vitamini yönünden zengin gıdalar ile birlikte tüketerek engelleyebilirsiniz. Ispanağa ek olarak oksalatlar pancar, lahana, çay, çikolata, ravent, fesleğen, maydanoz ve kekikte de bulunabilir.