12 Mayıs 2014 Pazartesi

Astıma iyi gelen yiyecekler
Astım tedavisi olan bir hastalık değildir. Akciğerlerimizdeki hava yollarının yani bronşların çeşitli sebeplerle infalmmasyonu sonucu nefes almada zorluk şeklinde kendini gösterir. Allerjenler başta olmak üzere çeşitli sebepleri vardır. Daha ayrıntılı bir astım yazısı yazmam gerekecek ama şimdi bir uvertur olarak astım hastalarının dietlerinde mutlaka olması gereken yiyeceklerden bahsedeceğim. Bunu astım hastalarının uzak durması gereken yiyecekler izleyecek. Daha sonra ise sakin kafayla biraz daha nüanslı astımla baş etmek için edinmemiz gereken alışkanlıklar, hayat stili değişiklikleri üzerine bir ya da iki yazı daha yazacağım. Kısacası bu yazı ile ufak bir yazı dizisinin başlangıcını yapıyoruz.



İlk cümlede de yazdığım gibi astım tedavisi olan bir hastlaık değil. Eğer astım hastsıysanız bütün hayatınız boyunca değişen şiddetlerde astım krizleri yaşamınızın bir parçası olacak. Ancak astım kizlerini azaltmanın ve daha hafif geçmelerini sağlamanın çeşitli yolları var. Doktoronuzun yazacağı ilçalara ek olarak diyetinizde yapacağınız ufak tefek değişiklikler de astımlı bir hasta olarak hayat kalitenizin daha yüksek olmasını sağlayacak.

Omega 3

Omega 3 yağ asitlerinin iyi gelmediği bir şey var mı acaba? Omega - 3 eksikliği çekenlerin, ya da Omega 3 bakımından yeteri kadar zengin bir deiete sahip olmayan insanların astıma yakalanma ve daha ağır astım krizleri geçirme ihtimalinin daha fazla olduğu bilimiyor. (1) Omega 3 eksikliğinin astım ile ne ilişkisi olduğu tam oalrak bilinmese de Omega 3 bakımından zengin bir diyet ile beslenen bireyler astıma daha az yakalanıyor. Gerçi astımın genel olarak sebebi bilinmediği için (bu konuda daha zonra kendi başına bir yazı gelecek) çok da önemi yok. Kısacası omega 3 içeren gıdaları tüketmek astım açısından faydalı olacaktır. Dikkat edilmesi gereken bir nokta omega 3 çoğu zaman omega 6 da içeren yiyeceklerde bol miktarda bulunuyor ve Omega 6 enflamasyon (inflammation) arttırıcı bir etkiye sahip. Örneğin deniz ürünlerinde omega 3 oranı yüksek. Ancak her balık omega 6 / omega 3 dengesi bakımından aynı derecede sağlıklı değil. Örneğin yağda satılan konserve ton blaığının O6/O3 oranı 13:1 iken taze ya da donmuş somonun omega 6 / omega 3 oranı 0:1. Yani somon hemen hemen hiç omega 6 içermiyor. Normal günlük diyetimizi için ideal O6/O3 oranı hakkında değişik tavsiyeler olsa da 4:1 oranının prtalama Japon ailesinin diyetine çok yakın olduğu biliniyor ki kalp ve damar hastalıkları bakımından Japonya en sağlıklı ülkelerden birisi. (2)


Astım hastalarına tavsiye edilen bazı yiyecekler

Pek çok kuruyemiş de omega asitleri bakımından zengin. Ancak pek çok kuruyemiş daha çok omega 6 içeriyor. Omega 3 dengesi için önereceğimiz yemiş ise cevizden başkası değil. Omega 3 dengesi için ne kötü kuruyemiş ise kabak çekirdeği. (Omega 6/Omega 3 oranı 108:1)

Şimdi burada durup bir açıklama yapmak gerek. Omega 3 bakımından zengin bir diyet sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazlardan. Ancak astım kesin çözümü olmayan ancak idare edilebilen bir hastalık ve diyetinizi ne kadar mükemmel olursa olsun astımdan omega 3 ya da başka bir yiyecek ile kurtulmak mümkün değil. Kısacası astıma iyi gelen yiyecekler var ancak astımı iyileştiren iyiyecekler malesef yok.

Omega 3 bakımından zengin yiyecekler arasında deniz ürünlerinin yanında ceviz, badem, flaks çekirdeği ve flaks yağı, balık yağı, balık yumurtası, fesleğen, kekik, asma yaprağı (salamura da olur), brokoli var. (tam liste için kaynak (3)). 

Bunun yanı sıra antioksidanlar vücudun direncini arttırıp metabolizmanın işleyişini düzenlediği için genellikle astım için iyi gelen yiyecekler arasında bol antioksidan içerenler de bulunur. Yeşil sebze meyveler, deniz ürünleri, beta kraoten içeren canlı renkli meyveler astım için tavsiye edilen yiyecekler arasında. Kafein ve tein geçici olarak bronşlarda genişlemeye sebep olduğu için genellikle astım krizi belirtilerini azaltır. Elbette ilacınızın yerini tutmaz ama astım krizi sırasında eğer yanınızda ilaç yoksa sıcak ve taze pişirilmiş kahve buharı krizi daha hafif atlatmanızı sağlayabilir. 

Ek olarak özellikle C ve E vitaminleri bakımından eksiklik yaşamamak, magnezyum ve selenyumca zengin bir beslenme düzeni oturtmak da astımla olan savaşınızda size yardımcı olacak önlemler. Astım konusunda yazmaya deva edeceğim. Bir sonraki yazımız astıma iyi gelmeyen, astımlıların uzak durması gereken yiyecekler üzerine olacak.
Kaynakça

(1) http://www.webmd.com/asthma/guide/asthma-diet-what-you-should-know
(2) http://en.wikipedia.org/wiki/Ratio_of_fatty_acids_in_different_foods
(3) http://nutritiondata.self.com/foods-000140000000000000000-1.html

10 Mayıs 2014 Cumartesi

WebMd Enginar Yazısı
Daha önce enginar ile ilgili bir kaç yazı yazdım. Bu yazılarda enginarın hangi rahatsızlıklara iyi geldiğini ve diğer faydalarını kısaca anlatmaya çalıştım. Bu yazıda ise ünlü tıp web sitesi WebMD'de yayınlanan enginar üstüne bir yazıdan alıntılar yaparak bu muhteşem sebzeyi daha yakıdnan tanıtmaya çalışacağım. Bir yandan da aslında Akdeniz havzasına özgü bu sebzenin aslında tüm dünyada faydaları ve iyi geldiği hastalıklar ile beraber çok da iyi bilindiğini anlatmaya çalışacağım.



İş iyi gelen yiyecekler üzerine yazmaya, düşünmeye geldiğinde biz Akdeniz insanları biraz kibirli bir hal alıyoruz. Batılı gelişmiş ülkelerde yaşayan insanları ve onlara tavsiyelerde bulunan uzmanları bizim tanıdığımız ve nesiller boyunca faydalarından yararlandığımız bitkiler konusunda cahil ya da ilgisiz zannediyoruz. Oysa internette kısa bir araştırma bile örneğin enginar konusunda pek çok ayrıntılı yazının ve hatta bilimsel araştırmanın batılı ülkelerde batılılar tarafından yazıdığını görmek için yeterli. Örneğin, dünyanın belki de en prestijli online tıp kaynakları ve sağlık tavsiyeleri web sitesi WebMD bile enginar hakkında bir iki paragraflık bir yazı yayınlamak ile kalmamış, aynı zamanda bir de tarif dahi vermiş. Kısacası, anlayacağımız enginar da sadece bize ait olan mucizelerden birisi değil. Arada sırada hakkında yazı yazdığım yiyecekler ve otlar hakkında en ayrıntılı bilgileri yine ingilizce kaynaklarda görmek beni üzüyor. Bu coğrafyada çağlar boyunca birikmiş olan binlerce senelik bilgeliğin bizzat bu bilgeliğin kaynağı olanların torunları tarafından bu kadar az bilinmesi, kulaktan dolma bilgiler ile geçiştirilmesi beni üzüyor. Enginer belki de bunun en küçük ve önemsiz örneklerinden birisi. Ne de olsa lezzetli ve sadece biz Egeli Türk'lerin değil İspanyol ve İtalyanların da yakından tanıdığı bir sebze enginar ve ününün taa Amerika'lara kadar ulaşması da şaşırtıcı değil elbette. Ancak yine de en rahtılıkla ulaştığım kaynakların Türk üniversitelerinde yapılan ve Türkçe yayınlanan çalışmalar olmasını isterdim. Belki bu çalışmalar mevcut ve benim haberim yok. Ancak bu şikayetimin temel sebebini ortadan kaldırmıyor. Eğer bu çalışmalar var ise neden bilgi çağında hemen herkesin ulaşabileceği şekilde ortada değil? Neyse, bunlar derin konular, biz enginar hakkında Web MD'nin söylediklerine geçelim. Biraz özetleyecek ve alıntı yapacağım, yazının İngilizce orijinaline yazının en altındaki linkten ulaşabilirsiniz.

Yunan mitolojisinde enginar'ın yaratılışı Zeus'un aşk acısı ile ilgisini ve sevgisini bir dikene yöneltmesine bağlanır (Bir sebzenin kökenine dair hikayeye Zeus'u dahil etmek bile Antik Yunan'da bu sebzeye verilen değeri anlatmaya yeter de artar bile ama devam edelim). Antik zamanlarda enginar idrar sökücü, nefes açıcı, afrodizyak ve hatta deodorant olarak bile kullanılmıştır. 

Bizim yediğimiz enginar aslında boyu bir buçuk metreyi aşabilen dikensi bir çiçeğin sap kısmındaki etli parçadır. Dikenli yaprakları yüzünden enginar yemeye hazır hale getirilmesi zahmetli bir bitkidir. Ancak enginar hazırlamak için çektiğiniz tüm acıalra değer. Çünkü enginar iyi bir lif, folate, C ve K viamini kaynağıdır. Enginar ayrıca baştan ayağa antioksidanlar ile yüklüdür. Öyle ki USDA (A.B.D Tarım Bakanlığı) En Çok Antioksidan İçeren 20 Yiyecek listesinde yedinci sıradadır.
İşte gördüğünüz gibi enginara hakkını veren sadece biz değiliz. 

6 Mayıs 2014 Salı

Enginar Mucizesi 2 - Enginarın faydaları
Önceki yazıda enginar dediğimiz o muhteşem sebzeden bahsetmiştim kısaca. (Enginar Mucizesi 1) Bu yazıda ise enginarın faydalarından bahsedeceğim. Okuyunca göreceğiniz gibi enginar sadece karaciğere iyi gelen bir yiyecek değil, daha pek çok marifeti olan bir yapraklı ecza deposu.
Eski mısırda doğurganlık ve fedakarlık simgesi olması, tahıllardan sonra ilk evcilleştirilen bitkilerden olması boşuna değil. Yok yere ona sebzelerin sultanı demiyoruz, kısacası.



Enginar Kolesterolü Düşürücü Etkiye Sahiptir

Kolesterolün kötü bir şey olduğunu, HDL ve LDL olmak üzere iki tip olduğunu ve kötü kolesterol olarak da bilinen LDL'nin yüksek, iyi kolesterol olarak da bilinen HDL'nin de nispeten yüksek olmasının sağlığımız için iyi olduğunu artık öğrenmişizdir herhalde. Enginar toplam kolesterol seviyesini düşürücü bir etkiye sahiptir. İçerdiği cynarin (sinarin) maddesinin kolesterolu düşürücü etkisi 1970'lerden bu yana bilinmektedir (kaynaklar için aşağıya bakınız). 1970 lerde yapılan ve 2000li yıllarda tekrar edilen çalışmalarda 6 hafta boyunca enginar yaprağı (standart olması için yaprakların özü çıkartılıp eşit büyüklükteki dozlara bölünmüştür) verilen yüksek kolesterol hastalarının klinik deney sonrasında yapılan ölçümlerde kolesterol seviyelerinde yüzde 18e varan düşüşler gözlenmiştir. Elbette burada hatırlanması gerken önemli bir nokta kolesterolü düşürme etkisi olan cynarin enginarın daha çok yapraklarında bulunur. Bu da enginar yemeği yaparken İstanbul usülü (sadece çanak kısımları) yerine İzmir usülü (yapraklarla beraber dörde bölünmüş şekilde ya da dolması yapılarak pişirmenin tercih edilmesi gerektiğini anlatıyor bize. Eğer kolesterol düşürücü etkisinden maksimum faydayı elde etmek istiyorsanız enginarı yaprakları ile birlikte pişirin ve afiyetle yiyin.

Enginar Sindirimi Düzenler

Enginar ve özellikle enginar yaprağı karaciğerde safra üretimini arttırarak yağların (yani ağır yemeklerin) sindirilmesini kolaylaştırır. Sık sık mide ağrısından şikayet eden hastalar diyetlerine daha fazla enginar katarak mide ağrıalrını azaltabilir ya da daha az şiddetli geçmesini sağlayabilirler. Enginar yaprağı özü kullanan hastaların bağırsak fonksiyonlarında da düzelme gözlenmiş ve büyük abdestlerinin daha düzenli hale geldiği görülmüştür. 

Enginar Karaciğerinizin En  Büyük Dostudur

Bu konuda çok fazla yazacak bir şey yok aslında. Enginar'ın karaciğerin iyi dostu olduğu, karaciğere iyi gelen yiyeceklerin başında enginarın geldiği sağlıklı yemek konusuna meraklı olsun olmasın artık herkesin bildiği bir şey. Bol bol enginar yiyerek bütün vücudunuzun kimyasal dengesini sağlayan karaciğerinize iyi bir hediye verin. 

Enginar Kanser Riskini Azaltır

Bu belki de gereğinden daha cüretkarca bir iddia. Bu konuda güvenle referans vereceğim akademik çalışmalar öyle fazla değil ancak bir kaç üniversitede yapılan çalışmalarda enginar yaprağının lösemili hücrelerin yayılmasını engelleyici bir özellik sergilediği ve diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanılmasının iyileşme ve tedavi sürecini hızlandırabileceği yönünde bulgular elde edilmiş. Zaten bol bol antioksidan içerdiği ve antioksidanların da kanserle mücadelede önemli bir rolu olduğunu düşünürsek enginarın kanser önleyici özelliği olduğuna inanmak için ille de özellikle enginar üstüne yapılmış bir enginar ve kanser riski araştırmasına gerek duymayız. Elbette siz yine de "ooo hacı ben haftada üç beş enginar lüpletirim" deyip kanser riskinizin sıfırlandığını, kolesterol problemi asla yaşamayacağınızı, sindiriminizin makine gibi çalışacağını düşünmeyin. Hayat tarzınızı be genel beslenme düzeninizi de sağlık risklerini en az seviyeye çekecek şekilde düzenleyin.




5 Mayıs 2014 Pazartesi

Enginar mucizesi 1- Enginar nedir, nasıl yenir?
Bir önceki yazıda karaciğere iyi gelen yiyeceklerden bahsetmiştim. O yazıda enginar'ın adı dahi geçmemişti. Elbette enginarın karaciğere faydalarını gözden kaçıracak ya da unutacak kadar şuursuz değilim daha. Amacım kanımca sebzelerin şahı olan enginara kendi özel yazısını armağan etmekti. Enginar gerçekten tam bir doğa mucizesi ve sadece karaciğere olan faydaları ile onu bir yazının bir köşesinde bahsederek geçiştirmek gerçekten de haksızlık olurdu.



Enginar papatyagillerden dikenli çok senelik bir bitkidir. 150 santimetreye kadar boylanabilir, mavi - mor çiöekler açar. Böyle tarif edince nasıl bir mucize olduğu pek anlaşılmıyor değil mi? Karaciğere iyi gelir, antioksidan hazinesidir, kolesterolü dengeler, detoks kürlerinin vazgeçilmezidir, safra üretimini arttırır ve sindirimi rahatlatır, kanserojen maddelerin vucuttan atılmasını sağlar, ve daha niceleri. Evet, enginarın faydalarını bu şekilde sayınca kulağa gerçekten de sebzelerin şahı gibi gelmeye başlıyor, ne dersiniz? Elbette bu kadar faydası olan, bunca faydalı kimyasalla bezenmiş sebze ancak ilaç niyetine yenir, tadı bir şeye benzemez kuşkusuz. Ahh, işte enginarın sebzelerin sultanı olmasının asıl sebebi de burada yatıyor. Onca faydasına rağmen enginar aynı zamanda en lezzetli sebzelerden birisidir. Bezelye ya da iç bakla ya da her ikisi ile birden enfes bir zeytinyağlı yemek olur. Körplerinden, eğer biraz zahmete girmeye razıysanız, mükemmel bir dolma yapabilirsiniz. Ve kaliteli bi zeytinyağı ile pişirilip dereotu ile tatlandırıldığında enginar dünyanın belki de en lezzetli yiyeceklerinden birine dönüşür.

Bir yandan ecza dolabı kadar çok yönlü ve faydalı bir yandan benim diyen yiyecek kadar lezzetli, insan daha ne ister?

Daha kolay ayıklanmasını...Enginarın bir kötü tarafı barsa o da bütün sene boyunca el altında olmaması ve en bol olduğu dönemde bile arzu ettiğiniz kadar tüketemeyeceğiniz kadar pahalı olmasıdır. Bir de elbette gerçekten zor ayıklanıyor olması da canınızı sıkabilir. Ancak hiç bir iyi sonuç mücadele etmeden alınmaz ve enginarın lezzet deposu kalbine ulaşmak için de dikenli yapraklarından aşmak gereklidir. 

Enginar tam bir Akdeniz bitkisidir. Tarihi çok eskilere dayanır. Tahılların ardından ilk ekim ve dikimi yapılan sebzelerden birisi olduğu düşünülür. Eski Mısır'da hiyerogliflerde fedakarlık ve doğurganlık simgeleri olarak kullanılmıştır. Akdeniz havzasının bu mükemmel bitkisini İspanyollar 1600 lerde Amerika'ya götürseler dahi 1900'lerin başına kadar populer bir yiyecek haline gelmemiştir. Şimdilerde ise detoksa merak sarmış sağlık gurularının ve mutfak bloggerlarının ağzından düşürmediği sebzelerden birisi haline gelmiştir. Dua edin de enginar ihracatı başlayıp bu mükemmel sebzenin iyice el yakar fiyatlara çıkmasına sebep olmasın.

Bir sonraki yazıda enginar'ın faydalarından bahsedeceğim. 
Karaciğere iyi gelen 10 yiyecek
Karaciğer vucudumuzun arıtma sistemi işlevi gören bir kimya fabrikası gibidir. Metabolizmamızın normal işleyişi sırasında kana karışna atıklar karaciğer tarafından bertaraf edilir, yağ molekülleri karaciğerin ürettiği safra tarafından parçlanaarak yakılır, depolamaya hazır hale getirilir. Kısacası karaciğer bir yandan sindirime yardımcı olurken diğer yandan da vucudun kimyasal dengesinin sağlanmasında vazgeçilmez bir rol oynar.



Karaciğer elini hemen hemen her işe attığı için yediğimiz, içtiğimiz herşeyden o da nasibini alır. Ağır yiyecekler, sindirim sistemini zorlayan sindirilmesi zor besinler, alkol, aşırı yağlı yiyecekler, ve aldığımız ilaçların bir kısmı karaciğerin yükünü arttırır. Fazla çalışmak zorunda kalan karaciğer zamanla kronik karaciğer yetmezliğine yenik düşebilir. Bu yüzden karaciğerimize çok iyi bakmamız gerek.

Karaciğer yaklaşık 1500 gram ağırlığında bir organdır. Bu büyük kütleli organın başardığı tüm ,şleri başarmak için birbirinden farklı yedi sekiz fabrika kurmamız gerekirdi. Karaciğersiz yağ yakamaz, besin maddelerini yararlı moleküllere dönüştüremez, proteinleri kasa ve gerekli yapı taşlarına dönüştüremezdik. Aynı zamanda karaciğerin önemli bir diğer fonksiyonu da kandaki bakterileri süzmek ve parçalamaktır. Görüyorsunuz ya karaciğerin fonksiyonlarını yazmakla bitiremiyoruz. Birini yazınca aklıma unuttuğum bir diğeri geliyor. O yüzden daha fazla uzatmadan karaciğerimize iyi bakmak için neler yapabileceğimize, karaciğere iyi gelen yiyecekler yardımı ile bu önemli organımıza nasıl destek olacağımızı anlatmaya geçelim.

Sağlıklı bir karaciğer için yapılması gerekenler


  • Bol bol su için. Motor yağı nasıl bir makinenin hareketli parçalarını sürtünmeye karşı korursa vucudumuzda da su aynı işlevi görür. Metabolizmamızın tam kapasite çalışabilmesi için yeteri kadar su tüketmek çok önemlidir.
  • Alkolü abartmadan içmek. Atatürk'ün hayat hikayesini anlatmaya gerek var mı? Aşırı alkol tüketimi karaciğerin sürekli fazla mesai yapmasına sebep olur ve sirozun en önemli sebebidir. Günde bir kadeh şarap karaciğere faydalı bile sayılırken özellikle damıtılmış (sert) alkoller karaciğeri yorar. İçme demiyorum bak, kararında iç sadece.
  • Aşırı tütün, beyaz (rafine, çay şekeri) şeker, aşırı kafein tüketimi karaciğerin baş düşmanlarındandır. Bu keyifli ve vazgeçilmezleri kararında tüketmek karaciğerinizin sağlıklı kalması için çok önemlidir.
  • Hafif ve orta dereceli egzersizler. Kıçınızı kaldırıp koşmanız ya da bisiklete (egzersiz bisikleti de olur) binmeniz ya da binadaki son iki üç katı asansörle değil de merdivenlerden tırmanarak çıkmanız için karaciğer kartını oynamama gerek kalmaması gerek aslında. Eğer hala günlük egzersizin önemini anlamdıysanız karaciğerinizi vesilesiyle anlayın. Günde en az yirmi dakika hafif ya da orta seviyede egzersiz yapmak karaciğerin yağlanmasını engeller ya da çok yavaşlatır. Yağsız karaciğer sağlıklı karaciğerdir.

Karaciğere iyi gelen 10 yiyecek


Sarımsak: Sarımsağın iyi gelmediği şey var mı acaba? Ama bu beylik öneriyi yine de yapmamız gerek. Sarımsak karaciğerin enzim üretimini hızlandırarak detoks hızını arttırır. Ayrıca sarımsak selenyum ve alicin bakımından zengindir. Alicin ve selenyum karaciğer detoksunda sıklıkla kullanılan ve tavsiye edilen maddelerdir.

Greyfurt: İşte her derde deva yiyecekelrden birisi daha yine karşımızda. Greyfurt (suyu da olur) karaciğerin toksinleri ve kanserojen maddeleri dışarı atmasına yardımcı olur. Aynı zamanda C vitamini ve antioksidanlar bakımından da zengin olduğu için diyetimizden eksik etmemem,z gereken bir yiyecektir.

Pancar:  Pancar (ya da pancar turşusu) yemek karaciğerin normal fonksiyonlarını düzenlemesine yardımcı olur. İçerdiği bioflavonoidler sayesinde karaciğere olduğu kadar dolaşım sistemine de faydalı bir fıda maddesidir.

Yeşil yapraklı sebzeler: Marul, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler kimi ağır metalleri, zehirli maddeleri, böcek ilaçlarını nötralize etmede etkilidir. Bu da sağlıklı bir karaciğer için vucudunuza vereceğiniz ufak bir hediyedir. Bol lifli olmalarından bahsetmiyorum bile 

Yeşil çay: Son yılların en populer yiyecekelrinden birisi de yeşil çay. Yeşil çaya rastlamadan bir iyi gelen yiyecekler bloguna ya da sağlık tavsiyeleri web sayfasını okumak ya da televizyon programı seyretmek imkansız gibi bir şey. Ama boş yere değil tüm bu tantana. Yeşil çay bitkisel antioksidanlar bakımından en zengin yiyeceklerden birisi ve artık kimseye antioksidanların ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım.  

Avokado: Sağlıklı yaşam blogu yazıp da araya bir iki tane egzotik meyve katmadan olur mu? Avokado (her markette olduğu için aslında fazla egzotik sayılmaz artık) vucudunuzun glutathione denilen bir antioksidanı ürtemesine yardımcı olur. Bu özel antioksidan karaciğerin filtreleme işlevini destekleyen ve hızlandıran bir özelliğe sahiptir.

Brüksel lahanası ve brokoli: Brüksel lahanası ve brokoli gibi çok ve kötü kokulu bitkiler glucosinolate miktarını arttırır. Bu ne işe mi yarar? Bu madde sindirim enzimlerinin daha verimli üretilmesini sağlayan bir katalizör işlevi görür. Bu da karaciğerinizin daha az yorulması demektir.

Limon: Bir kaşık limon suyu için ve karaciğeriniz size dua etsin. Yoğun C vitamini ve antioksidanların yanında limonun karaciğerin toksinlerden arınmasında yardımcı olduğu bilinmektedir. 

Zerdeçal: Doğal bir detoks ürünü olan zerdeçal vücudun yağ yakmasına ve ağır gıdaları sindirmeye yardımcı olur. Safra üretimini arttırarak sadece karaciğere değil aynı zamanda mideye de iyi gelir.

Ceviz: Ceviz gibi güzel bir kuruyemişi yemeniz için ille de faydalı olmasına gerek var mı? Ama ille de ikna edilmek istiyorsanız yazalım. Ceviz omega 3 bakımından zengindir. Omega 3 herşeye iyi gelir (valla etrafa bakınca öyle görünüyor, şaka yapmıyorum), o halde karaciğere de iyi gelmesi gerekir. Günde iki üç bütün ceviz yemek için yeni bir mazeretiniz daha var işte.